What is FASHİON? “Amaç insanları değiştirmek değil, kim olduklarını kıyafetlerle anlatma fırsatı vermek” Dries Van Noten “Şıklık, üzerinizdeki kıyafetten çok, bir kişilik meselesidir.” Jean-Paul Gaultier “Stil ve moda arasındaki fark, kalitedir.” Giorgio Armani.'Moda geçer,STİL kalır.COCO CHANEL. Tasarım;konfor ile lüksü;pratik olan beğenileni dengeleyebilmektir.DONNA KARAN. “Elbise bir kadının vücudunun hatlarını takip etmeli, vücut elbisenin hatlarını değil.” Givenchy. “Tüm dünyada kadınlar benzer bir sebeple giyinir, diğer kadınları rahatsız etmek için.” Elsa Schiaparelli. 'Kötü zevki,zevksizliğe tercih ederim.JOHN GALLİANO.“Rahatlıkla, şıklık arasında bir seçim yapmam gerekse, rahatlıkla şıklığı seçerdim.” Florde APANAS. 'Bir kadına doğru ayakkabıyı verirseniz dünyaları bile fethedebilir.MANRİLYN MONROE.“Moda, sadece tahammül etmesi çok zor bir çeşit çirkinliktir, bu yüzden her 6 ayda bir değiştirmek zorundayız.” Oscar WİLDE. 'MODA silinir gider sadece Stil kalır.COCO CHANEL.“Bir kadının en çıplak hali, en iyi giyindiği halidir.”COCO CHANEL."Sadece çok akıllı kadınlar, sade bir stile sahip olmayı başarabilirler." Stendal.Modadan ayrılmayan bir kadın, kendine aşık olmuş bir kadındır. LA ROCHEFOUCAULD.

13 Şubat 2013 Çarşamba

TAKIM ELBİSE

              Her erkeğin gardrobundaki baş tacıdır takım elbiseler.Geçmişi günümüze günümüzü geleceğe taşıyan bir parça olarak yerini almıştır gardroblarımızda.

Takım elbiselerin yeniden doğuşunda CHRİSTİAN DİOR 'un izleri unutulmaz.

1940-50′ler: Christian Dior’un, 1947 ‘de tanıttığı Corolle koleksiyonunda, göğüste tepeden inen tek sıra düğmelere, volanlı eteğe sahip ceketi ve dümdüz, dar, siyah eteğiyle dikkat çeken, metrelerce yün kullanılarak imal edilen Bar gibi takımlar, gelecek on yılın görünümünü belirledi.

İlk koleksiyonunu 1947'de sunan Dior, ona Corolle, taç yaprakları, (tam anlamıyla adını botanik terim korolla ya da çiçeğin taç yaprakları) ismini verdi, fakat New Look (Yeni Görünüm) terimi Harper's Bazaar'ın baş editörü Carmel Snow tarafından uyduruldu. Dior'un tasarımları II. Dünya Savaşı modası olan kapalı ve erkeksi tasarımların aksine çok daha cinsel istek uyandırıcıydı. O şekiller ve silüetler tasarlamada usta olan Dior şöyle demiştir "Ben çiçek kadını tasarladım." Onun tasarımları ağırlıklı olarak sık dokunmuş pamuklu bezlerden yapılan, sert, büstiyer stilindeki korsajlar, kalça vatkaları, ince belli korseler, jüponlardan oluşmaktaydı. Ve bu giyisiler belden aşağı genişleyerek inip modellerinin çok daha kıvrımlı hatlara sahip gözükmesini sağlıyordu. Etek ucu baldırlarda ve bileklerde biterek güzel bir silüet oluşturuyordu. İlk başta tasarımları bacaklarını örttüğü için kadınlardan tepki aldı çünkü kadınlar o dönemdeki kumaş yetersizliğinden dolayı buna alışkın değillerdi. Paris'teki bir moda çekimi sırasında Dior'un tasarımları, elbiseler ve takımlarda kullanılan kumaş miktarı nedeniyle Dior’a karşı ters tepkiye yol açtı. Modeller, kadın sokak satıcıları tarafından elbiselerin savurganlığı nedeniyle saldırıya uğradı ancak karşı koyma, savaş zamanı kıtlığının bitmesiyle sona erdi. “Yeni Görünüş” kadın kıyafetlerinde devrim yaptı ve Paris’i yeniden II. Dünya Savaşı sonrasında modanın merkezi yaptı.









Abartıdan tiksindiğini söyleyen Chanel’in dönüşü muhteşem oldu. Ancak, Chanel’in II. Dünya Savaşı sırasında Alman bir subay ile yaşadığı ilişkiyi affetmeyen Fransız basını, onu fena halde aşağılıyordu.
Chanel, Amerikalı dergi editörleri ve mağaza sahiplerinin verdiği destekle, bugün klâsikler arasında andığımız çizgisini, kısa bir zaman içinde uluslararası moda dünyasına kabul ettirmeyi başardı. Bu arada Dior, Balenciaga ve Givenchy gibi isimler de kendi tayyör ve takım çizgilerini yaratmışlardı.


1960-70′ler: Yves Saint Laurent  (1937'de dünyaya gelen Laurent, 18 yaşındayken kazandığı bir giysi tasarımı yarışması nedeniyle modacı Christian Dior'un ilgisini çekti. Dior'un 3 yıl sonra ölmesi üzerine ünlü modacının yerini alan Laurent, tasarladığı zarif, seksi ve kadının toplumda kendine daha fazla güvenen rolünü açığa çıkaran giysi tasarımlarıyla tanındı)

            El örgüsü dik yaka kazaklarla tamamladığı deri takımlarla, sokak şıklığını podyumlara taşıdı. Andre Courreges’nin diz üstü etekleriyle büyük sansasyon yarattı.Bu yeni giysiyi 1965 ilkbahar-yaz koleksiyonunda işleyen Fransız tasarımcı Andre Courreges mini eteği daha da popüler hale getirdi. Onun minileri vücuda daha az oturan ve ‘Courreges boots’ adıyla markalaşan beyaz botlarla giyiliyordu.
                     

                                  


 Bir kadının dizlerinin, bedeninin en çirkin bölgesi olduğunu iddia eden Chanel, neredeyse bir on yılını, “kadınlardan nefret ettikleri için kadınların dizlerini sergileyen böylesi çirkin tasarımları piyasaya süren ‘sadist’ erkek modacılarla” savaşmaya vakfetti.
Mary Quant 1965 yılında mini eteği dünyaya tanıttarak moda tarihine geçti. Kraliçe’nin elinden OBE ödülünü almaya Buckingham Sarayı’na gittiğinde, Quant’ın üzerinde yine bir mini etek vardı.

II. Dünya Savaşı'ndan sonra yetişen nesiller, bireysel fikirlerini, görüşlerini ifade etmek için, özellikle de siyasi konulardaki tepkilerini ebeveynlerinden farklı şekillerde karşılık vermek için, süregelen gelenek ve ahlak kurallarına uymayı reddetmeye başladılar. Mini eteğin mucidi kabul edilen Galli tasarımcı Mary Quant tam da bu dönemde, Londra, King's Road’taki Bazaar adlı butiğiyle gündelik modaya yön vermeye başladı; günün gençlerinin düşüncelerini yansıtan ve moda trendlerini belirleyen Paris modaevleri ile uzaktan yakından alakası olmayan giysiler satmaya başladı. 1965’te etek boylarını dizlerin 10-15 cm üzerine çeken tasarımcı, böylece ikonik mini eteği yaratmış oldu.[1] Mini etek böylece 1960’ların ortasında Londra’nın ruhunu yansıtan giysi oldu; özgür, enerjik, genç, devrimsel ve geleneklere aykırı.





                                                 Mary  Quant




Yves Saint Laurent, 1966 sonbahar-kış koleksiyonunda, büyük sükse yapan Le Cimoking’i, dünyaya takdim etti.







          Erkek smokini, altında etekle tamamlanarak 20′li yıllardan beri giyiliyordu.
Le Smoking ise, erkeklerin smokinini, kadınların üzerine geçiriyordu. 1969, yine Saint Laurent için zaferlerle doluydu; Saharienne isimli safari takımlarını piyasaya sürdü. 70′li yıllarda, takım elbiseler kadınlar tarafından reddedildi.

          Ken Taka da Japon iş kıyafetlerini, Batı formlarıyla birleştirip yepyeni bir tarz yarattı. 1977 yılında, Woody Allen’ın “Annie Hall”u, Hollywood’u olduğu gibi, moda dünyasını da salladı.
Annie Hall’u canlandıran Diane Keaton, karşı cinsten ve kesinlikle farklı beden ölçülerine sahip birinin gardırobundan çalınmış intibaı uyandıran, Ralph Lauren marka giysileriyle büyük olay yarattı.

Fashion Designers On Film | Ralph Lauren
                                                RALPH LAUREN





                                                        RALPH   LAUREN




             1980-90′ler: İlk kez 1975 yılında sade renklere prim veren tarzıyla “âlem”e yumuşak iniş yapan Giorgio Armani, Richard Gere’nin başrolü oynadığı “Amerikan Jigolo” filmi için hazırladığı gardıropla olay yarattı. Kısa zamanda, “sessiz iktidar”ın temsilcisi olan bej renkli Armani takımlar, bütün yöneticilerin ve saygınlık arzulayan şehirlilerin üzerindeydi.















Ronald Reagan’ın eşi Nancy, Carter’ın mülayim eşinin tersine, kuvvetli bir görünüme sahip olmasını sağlayan Galanos ve Adolfo imzalı takımları tercih ediyordu.




Günümüze gelecek olursak takım elbise jude LAW ın ANNA KARANİNA nın galasındaki giydiği şık gri tonların hakim olduğu takım elbisesi gerçekten çok şık
keira knightley jude law anna karenina premiere 21



      ANNA KARANİNA filminde KEİRA KNİGTLEY in giydiği Chanel'in 2012-2013 Haute Couture Koleksiyonundan deniz kızı temalı şifon elbiseye borçlu.

keira knightley jude law anna karenina premiere 01


keira knightley jude law anna karenina premiere 42





keira knightley jude law anna karenina premiere 18


                                      
                                                     SARKOZY loves  PRADA


 
                                   dsquared2 Barcelonanın resmi giyim sponsoru

        -GİORGİO ARMANİ ELEGANT STYLE SPRİNG-SUMMER 2013 MİLAN-

Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (12)
                                                            GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (15)
                                                        GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (16)
                                                         GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (17)
                                                       GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (22)
                                                        GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (31)
                                                          GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (39)
                                                        GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (43)
                                                         GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (44)
                                                     GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (45)
                                                          GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (47)
                                                          GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (48)
                                                        GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (59)
                                                       GİORGİO  ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (4)
                                                    GİORGİO ARMANİ
Giorgio Armani Spring-Summer 2013 For Men (5)
                                                                 THE END                        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder